Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Poyraz Karayel Sözleri

Sayfa İçeriği: Poyraz Karayel Sözleri, Poyraz Karayel Replikleri, Poyraz Karayel Lafları, Poyraz Karayel Dizi Sözleri, En Güzel Poyraz Karayel Sözleri, Anlamlı Poyraz Karayel Replikleri

Poyraz Karayel karakteri ile gönüllere taht kuran İlker Kaleli'nin, bu dizide söylediği replikleri, sözleri sizler ile buluşturuyoruz. Siz de beğendiğiniz Poyraz Karayel Repliklerini İnstagram storylerinizden paylaşabilirsiniz.

Poyraz Karayel Sözleri

Editör Seçimi: Benim dünyam, içinde sen varsın diye dönüyor Ayşegül.


Poyraz: Unuttun gaIiba. Benim adım Poyraz KarayeI. Benim başıma bir takım feIaketIerin geImesi için mantığa gerek yok.— Bahri: Bu şehir sandığın kadar büyük değiI. BizIer basit adamIar değiIiz. Bak yedi derviş bir posta oturur iki padişah cihana sığmaz.


Biraz Oğuz Atay, Bi tutam CemaI Süreya. Önce ayakIarın yerden kesiIir, sonra bir bakmışsınız başaşağı düşüyorsunuz.


Beni korkutan yokluğun değil ki. Beni korkutan yokluğuna alışmak. Poyraz


Ben senin için bütün dünyayla savaştım Ayşegül!


Aslan parçası, kaplan çeyreği Sinan Karayel!


Ayşegül; En azından sevgiliden bir adım öteye gidebildik! Bu da bir başarı..


Ağlamıyorum albayım… Eriyorum. Yavaş yavaş eriyorum… Biraz şansım varsa buhar bile olurum…


Bir insan bu kadar güzel kokmamalı. Haksızlık yemin ediyorum. Çiçek olsam utancımdan solarım ya..


Dünyaya haksızlık ediyorsun ama şu an. O kadar da kötü bir yer değil bence. 


“Aç mısın diye sordun ya? Seni seviyorum demenin bir başka yolu bu.”


“Bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler.””Ya bi insan sürekli yumruk yer mi ya! Biri de çıkıp “ya beyler vurmayın tamam öldü işte adam” demiyor yani be!


Bahri: Bu şehir sandığın kadar büyük değiI. BizIer basit adamIar değiIiz. Bak yedi derviş bir posta oturur iki padişah cihana sığmaz.


ZüIfikar: Bu dünya diyorum! AkıI ve zaIimIikIe yönetiIiyor! isyan etmek bi haIta yaramıyor! Aşık oImamız Iazım! Çiğdem seninIe benim kavuşmamız Iazım! Kavuşursak ne oIacak biIiyor musun! Dünyanın bütün bankaIarı biz kavuşursak batacak! Hazine bonoIarı tahviIIer senetIer hepsi yanıp küI oIacak! BorsaIar, birIeşmiş miIIetIer hepsi beIasını buIacak.


Kal desen de. Kalamam zaten. Hep bu zatenler, keşkeler mahvetti binlerce aşığı!


Ayşegül: Evlen benimle. Poyraz: Sen ciddi misin? Ayşegül: Kalp krizi kadar ciddiyim.


Ayşegül: Babam sakın gelmesin. Kalbi var. Düşün. Onun bile kalbi var.


Gitmek ayrılık demek değildir, gitmek gitmektir. Ayrılık; ölümle eş anlamlı.


Bir kalbi bir kere kırarsın anlarım. Seninki kalp kırmak değil artık cinayete tam teşebbüs.


Hala seviyor onu… Hain de olsa hala aşık. İncitmez Ayşegül’ü.


– Hiç mi unutmaz bir insan, hiç mi?
+ Unutulacak biri değildi belki de…


– Sizi terbiyeye davet ediyorum Bahri Bey
+ Tamam olur uğrarım bir ara


Üstelik dünyanın en güzel Ayşegül'ü..


Poyraz: belki de gençken ölmek daha iyidir albayım.
hayat sana kötü yüzünü göstermeden bitmesi daha iyi değil mi ?
Albay: yaşamak insana çok yakışıyor be evlat


Ayrılık mesela… Sevenlerin sınavı diyebilir miyiz?Sen bana ihanet etmedin, sen kendine ihanet ettin!


Aklın bir önemi yok kalbim benim olsun yeter.


Bu ülkede ayrılık acısı çekilecekse onu da en iyi biz çekeriz.


Nefes aldığım her an daha büyük bir felakete sürükleniyormuşum gibi hissediyorum.


Poyraz: Bana öyle davranma… Ayrılık lafları etme bana… Yakınından kıyısından geçme mümkünse. 


Poyraz: Unuttun galiba. Benim adım Poyraz Karayel. Benim başıma bir takım felaketlerin gelmesi için mantığa gerek yok. 


Poyraz: Bir şey eksik ama… Tam bulamadım. Ayşegül: Ben söyleyeyim cesaret hapı. 


“Türk tipi aile modelinde önem sırasına göre başrol babanındır. Sonra kaç yaşında olursa olsun erkek çocuk gelir. Sonra televizyon, beyaz eşyalar, mobilyalar, gardırop, portmanto, en son da anneler gelir.”


“Balık olsam vapur çarpar”


“Dünyada her sene satılan kitap sayısı yüzde on iki azalıyor. Üç nesil sonra Dostoyevski’yi, Tanpınar’ı hiç duymamış hayatı Twitter’dan dizi takip etmek olan gençler sokakları dolduracak. Canlı bombalar bile daha az tehlikeli.”


Ben nasıI Bahri Umman oIdum biIiyor musun? SevdikIerimden vazgeçerek!


Dünyaya haksızIık ediyorsun ama şu an. O kadar da kötü bir yer değiI bence.


Poyraz: Bir daha görmeyeceksin beni! Kimse de benim gibi sevmeyecek seni! Başka kimsenin kaIbi AyşegüI diye atmayacak!


Anlamıyorsun… Toprağa giren sendin ama ölen benmişim Poyraz.


Hadi yaşamayı beceremedik. Ölmeyi nasıl beceremez insan?


Kızları kendimize nasıl aşık ederiz? Kızlar serseri erkeklerden hoşlanıyorlar anladın mı?


Poyraz: Evlilik ciddi bir müessese Ayşegül. Şakaya gelmez.
Ayşegül: Ne müessesi be! Şirket mi kuruyoruz!


-Beni bırakıp gidiyor musun?
+Ben seni hiç bırakıp gider miyim? Biz seninle kuru fasulye pilav gibiyiz!


Benim burada bir hayatım yok… Aşık olamıyorum… Sevemiyorum… Bağlanamıyorum… Hayatımda sadece korku var. Nefret var. Acı var… Anlıyor musun beni?


Delirmek Albayım.. Kim bilir ne güzel şey. Düşünsene aklın yok bir kere.. Beni hep bu aklım mahvetti Albayım.


Ben senin için bütün dünyayla savaştım Ayşegül!


Dünyaya haksızlık ediyorsun ama şu an. O kadar da kötü bir yer değil bence.


Biraz Oğuz Atay, Bi tutam Cemal Süreya. Önce ayakların yerden kesilir, sonra bir bakmışsınız başaşağı düşüyorsunuz.


Ülkemiz çocuklarına iyi davranmıyor.


O gemi bir gün gelicek...


İnandığımız yerden kırıldık...


Poyraz: Ah be oğlum... Onca yıllık aşk hayatımda bir kere böyle milletin içinde haykırmadım. 


Sema: Bunu yaptıran adam gözlerimin içine bakmadan ölmeyecek 


Ayşegül: Poyraz senin aklından kötü bir şey geçiyor… Poyraz: Sen bir de kalbimden geçenleri gör… 


“Benim burada bir hayatım yok! Aşık olamıyorum… Sevemiyorum, bağlanamıyorum! Hayatımda sadece korku var, nefret var, acı var. Anlıyor musun beni?” 


“Aşıklık, zor meslektir evladım. Sevdiğinden bir şey beklemek olmaz. Aşıklık, vermek mesleğidir. Almak olmaz!” –


“Ya nasıl anlatsam. Küçük bir oda düşün. İçinde yüzlerce kitap… Hani o kitapların bir kokusu vardır. Sarar odayı. Çekersin içine… Sanki binlerce hayatı içine çekmişsin. Türk romanlarını düşün mesela… Attila İlhan’ı düşün, Ahmet Hamdi’yi gel ordan Oğuz Atay’a, Orhan Pamuk’ta bi dur, bi mola ver. Öyle işte… Uzaktan bakınca normal biri sanırsın. Ama yakından bakınca çıldırırsın. Ben bi kere öpmüş bulundum bunu üç hafta GATA’da yattım ya… Dudaklarım yanmış. İşte öyle bir kız. Daha anlatayım mı? Dur anlatayım. Bir gözleri var tıpkı Ece Ayhan. Burnu desen İlhan Berk. Saçlar desen yemin ederim Cemal Süreya.”


AyşegüI: Poyraz’ın ne yaptığının farkındasın di mi baba? BenimIe geImek yerine senin için öImeyi tercih etti…


Poyraz: Bana her şeyin öğreniIerek yaşanacağını öğrettiIer. Yaşanırken öğreniIeceğini öğretmediIer


Sen bilmezsin, benim kalbim bile bana yalan söyler. Ona bile güvenmiyorum.


Gökten bela yağdığını düşün, seninde kaçacak, saklanacak hiç bir yerin olmadığını düşün.. İşte aşk böyle bir şey.


Sen sakın büyüme, büyürsen ölürsün oğlum.


Anne, baba, çocuk ve televizyondan oluşan toplumun en küçük yapısına aile-i çekirdek veya çekirdek aile denir.


Beni korkutan yokluğun değil, yokluğuna alışmak.


Kızları kendimize nasıl aşık ederiz? Kızlar serseri erkeklerden hoşlanıyorlar anladın mı? 


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz