Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Osmanlıca Sözler

Sayfa İçeriği: Osmanlıca Sözler, En Güzel Osmanlıca Sözler, En Anlamlı Osmanlıca Sözler, En Özlü Osmanlıca Sözler, Mantıklı Osmanlıca Sözler, Osmanlıca Sözler 2019

Birbirinden güzel, anlamlı, özlü ve harika sözleri Türkçe karşılıkları ile birlikte bu yazımızda topladık. Siz de bu yazıları beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşmayı unutmayın.

Osmanlıca Sözleri

Editör Seçimi: Mey biter saki kalır her renk solar haki kalır. (İlim insanın cahilliğini alsa da, hamurunda varsa eşeklik baki kalır.) [Fuzuli]


Sene-i tevellüdünüz hayır ola. Doğum gününüz kutlu olsun.


Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. ( Anlamı: Nasihat ile yola gelmeyeni azarlamalı, azar ve nasihat ile yola gelmeyenin ise hakkı dayak olduğunu anlatan Ziya Paşa tarafından söylenen bir atasözümüzdür. İkaz ve gözdağı için söylenmektedir. )


Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.


Görmemek yeğdir görüp divâne olmaktan seni. Seni gorup divane olmaktan seni gormemek daha iyidir. Bursalı Cenanî


Sitem hep âşinâlardan gelür bîgâneden gelmez. Sitem, dert hep tanıdıktan, dosttan gelir yabancıdan, düşmandan gelmez. Nabî


Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler. ( Anlamı: Övünülmeyecek şeylerle övünülmez. Çingenenin merdi, kendini överken hırsızlığını söyler. )


Bu şehr-i sitanbûl ki bî-misl ü behâdır, bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır. ( Anlamı: Bu istanbul şehri eşsiz bir şehirdir,bir taş parcasına acem (iran) mülkü fedadır. )


Şeb-i yeldayı müneccim, muvakkit ne bilir? müptelâ-i gâma sor geceler kaç saat? ( Anlamı: Sevgiliden ayrı geçen uzun geceyi yıldızlara bakan, güneşin doğuşunu bekleyen ne bilir? Gam tutkununa sor geceler kaç saat. )


Sene-i tevellüdünüz hayır ola. (Doğum gününüz kutlu olsun.)


Bu şehr-i sitanbûl ki bî-misl ü behâdır, bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır. Bu istanbul şehri eşsiz bir şehirdir, bir taş parcasına acem mülkü fedadır.


Ne efsunkâr imişsin ey didar-ı hürriyet esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten. Ne kadar büyülüsün özgürlük hissi, sana tutsak olduk ama esirlikten kurtulduk. Namık Kemal


Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. ( Anlamı: Hayat, sevinç ve mutlulukla, acı ve sıkıntılarla iç içe yalanır Pek çok dert ve sıkıntı insanın karşısına çıkabilir. Ancak bütün bu problemler sağlık kadar önemli değildir. Tek bir nefesin bile değeri bilinmelidir. Bütün dünya insanın olsa bile sağlık olmayınca hiçbir önemi olmuyor.)


"Benim tek hîç kim zâr ü perişân olmasın yâ Rab, Esîr-i derd-i aşk u dâğ-ı hicrân olmasın yâ Rab..." (Ey Rabbim! Hiç kimse benim gibi inlemesin ve perişan olmasın. Aşk derdinin ve ayrılık yarasının esiri olmasın, ey Rabbim.)


Gönülde bir gamım var ki pinhan eylemek olmaz Bu hem bir gam ki el ta‘nından efgan eylemek olmaz Fuzulî (Gonulde bir derdim var ki gizlemek olmaz, bu oyle bi dertki en siddetlisinden figan etmek olmaz.)


Şeb-i yeldayı müneccim, muvakkit ne bilir? müptelâ-i gâma sor geceler kaç saat?
Anlamı: Sevgiliden ayrı geçen uzun geceyi yıldızlara bakan, güneşin doğuşunu bekleyen ne bilir? Gam tutkununa sor geceler kaç saat.


Ceb bi bağ kenârında dursa lâle hacil ki lâlezâr-ı cemâlinde hûr u zarındır. Lale bağ kenarında utangaç dursa şaşılır mı? Çünkü o lale bahçesine benzeyen yüzünün güzelliği yanında senin bir düşkünündür.


Şeb-i yeldayı müneccim, muvakkit ne bilir? müptelâ-i gâma sor geceler kaç saat? Sevgiliden ayrı geçen uzun geceyi yıldızlara bakan, güneşin doğuşunu bekleyen ne bilir? Gam tutkununa sor geceler kaç saat.


"Arz-ı hâl etmeye cana seni tenha bulamam Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam" (Gülün çevresini saran dikenler gibi yâre giden bütün yolları kesildi. Bir defasında yâri tenha buldun, o seferde kendini kaybettin.)


"Sitem hep âşinâlardan gelür bîgâneden gelmez..." Nabî (Sitem/dert hep tanidiktan/dosttan gelir, yabancidan/düsmandan gelmez.)


"Gün doğmadan meşime-i şebten neler doğar." Rahmi (Gün dogmadan RaBBinin rahmetinden neler dogar.)


Gayem zat-ı alinizi taciz etmek değil, efkari umumide muhhabbet kurmaktır. Cevabı müspetiniz kalb-i hazı halimi tamir ve temin edeceğinden dest-i muhabbetinize talibim.
Anlamı: Amacım sizi rahatsiz etmek değil, aramızda özel bir sevgi bağı kurmaktır. olumlu cevabınız beni çok mutlu edeceğinden size arkadaşlık teklif ediyorum.


Cihanda ”âşık-ı mehcur” sanma rahat olur. Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur. Dunyada ”asktan uzak kalan” sanma rahat olur neler çeker bu gonul soylesem sikayet olur. Şeyhülislam Yahya


Benim tek hîç kim zâr ü perişân olmasın yâ Rab Esîr-i derd-i aşk u dâğ-ı hicrân olmasın yâ Rab. Ey Rabbim! Hiç kimse benim gibi inlemesin ve perişan olmasın. Aşk derdinin ve ayrılık yarasının esiri olmasın.


“şeb-i yeldayı müneccim muvakkit ne bilir? Müptelâyı gâma sor geceler kaç saat” (Gecenin uzunluğunu takvim yapanlar ve yıldız ilmi ile uğraşanlar ne bilsin, gam çekene sor gecenin kaç saat olduğunu.)


Aceb bi bağ kenârında dursa lâle hacil Ki lâlezâr-ı cemâlinde hûr u zârındır (Lale bağ kenarında utangaç dursa şaşılır mı? çünkü o lale bahçesine benzeyen yüzünün güzelliği yanında senin bir düşkünündür. Yani şair, sevgiliye, "senin yanakların o kadar kırmızı ki, lale bile onun yanında utanır kızarır" diyor. Lalenin kırmızılığı güzel bir nedene bağlanıyor.)


Bu şehr-i sitanbûl ki bî-misl ü behâdır, bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır.
Anlamı: Bu istanbul şehri eşsiz bir şehirdir,bir taş parcasına acem (iran) mülkü fedadır.


Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. Nasihat ile yola gelmeyeni azarlamalı, azar ve nasihat ile yola gelmeyenin ise hakkı dayak olduğunu anlatan Ziya Paşa tarafından söylenen bir atasözümüzdür. İkaz ve gözdağı için söylenmektedir.


Gayem zat-ı alinizi taciz etmek değil, efkari umumide muhhabbet kurmaktır. Cevabı müspetiniz kalb-i hazı halimi tamir ve temin edeceğinden dest-i muhabbetinize talibim. Amacım sizi rahatsız etmek değil, aramızda özel bir sevgi bağı kurmaktır. Olumlu cevabınız beni çok mutlu edeceğinden size arkadaşlık teklif ediyorum.


Aşiyân-i mürg-i dil, zülf-i perişânundadur, Kande olsam ey peri, gönlüm senün yanundadur.
Anlamı: Ey sevgili. Gönül kuşunun yuvası, saçlarının içindedir. (Sevgili saçlarını topuz yapar ve konulacak bir kuş yuvasını andırır. İşte saçının o hali ve o yuva, âşığın gönül kuşunun yuvasıdır.) Ve ey sevgili, ben nerde olursam olayım, gönlüm senin yanındadır. (Dizinin dibinde sana Yemen kadar uzak değilsem eğer, bu, Yemen’de de olsam, dizinin dibi kadar sana yakınım demektir. İster çok uzaklarda yaşa, isterse kilometreler girsin araya, ey sevgili, sana uzak değilim ki. Gözlerinin daldığı yerdeyim…)


Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Hayat, sevinç ve mutlulukla, acı ve sıkıntılarla iç içe yalanır Pek çok dert ve sıkıntı insanın karşısına çıkabilir. Ancak bütün bu problemler sağlık kadar önemli değildir. Tek bir nefesin bile değeri bilinmelidir. Bütün dünya insanın olsa bile sağlık olmayınca hiçbir önemi olmuyor.


Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler.
Anlamı: Övünülmeyecek şeylerle övünülmez. Çingenenin merdi, kendini överken hırsızlığını söyler.


Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Anlamı: Nasihat ile yola gelmeyeni azarlamalı, azar ve nasihat ile yola gelmeyenin ise hakkı dayak olduğunu anlatan Ziya Paşa tarafından söylenen bir atasözümüzdür. İkaz ve gözdağı için söylenmektedir


Ne efsunkâr imişsin ey didar-ı hürriyet esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten. (Namık Kemal)
Anlamı: Ne kadar büyülüsün özgürlük hissi, sana tutsak olduk ama esirlikten kurtulduk.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz