Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Mihail Bakunin Sözleri

Sayfa İçeriği: Mihail Bakunin Sözleri, Özlü Mihail Bakunin Sözleri, Mihail Bakunin Sözleri 2019, Anlamlı Mihail Bakunin Sözleri, En Güzel Mihail Bakunin Sözleri, Mihail Bakunin Sözleri Facebook

1800'lü yıllarda yaşamış olan Rus asıllı filozof Mihail Bakunin Sözlerini sizler için hazırladık. Beğendiğiniz Özlü Mihail Bakunin Sözlerini İnstagram, Facebook gibi sosyal medya hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.

Mihail Bakunin Sözleri

Editörün Seçimi: Olumlular, olumlu kaldıkça, ben olumsuzum. (Mihail Bakunin)


Maalesef, halk hala son derece cahildir ve hükümetlerin sistematik çabalarıyla cehalet içinde tutulmaya devam etmektedir. Hükümetler, haklı olarak bu cehaleti, iktidarlarını sürdürmenin asli koşullarından biri olarak görürler.


Devlet, özgürlüğü ortadan kaldıran soyut bir canavar ve acılara yol açtığı için evrensel birliği yok eden insanlık dışı bir kurumdur. / Mikhail Bakunin


Bir efendi, her kim olursa olsun ve kendini ne kadar liberal gösterme arzusu taşırsa taşısın, her zaman efendidir. Onun varlığı, tüm altındakilerin köleliğini zorunlu yapar. Bundan ötürü eğer tanrı varsa ve insan özgürlüğüne hizmet etmek istiyorsa, bunu, ancak var olmaktan vazgeçerek yapabilir. / Mihail Bakunin


En ateşli devrimciyi alın, ona mutlak iktidar verin, bir yıl içinde Çar’dan daha beter olacaktır.


Bir insanın özgürlüğünün bir başka insanın özgürlüğüyle sınırlandığı doğru değildir. İnsan, tümüyle hemcinslerinin serbest rızasıyla akseden ve tanınan kendi özgürlüğünce gerçekten özgürdür, onların özgürlüğünde doğrulama ve genişleme bulur. İnsan yalnızc.


Ekonomik eşitlik olmaksızın verilen politik eşitlik bir teranedir, bir sahtekarlıktır, bir yalandır ve işçiler yalan istemiyorlar.


Bir ayakkabı yatakta pistir, ayakkabılıktaysa temiz.


Çocuklar gibi, olgun adamlar da yalnız kendi deneyimleriyle akıllanırlar, başkalarınkilerle değil.


Kimse uzun zaman umutsuzluk içinde yaşayamaz. Umutsuzluk insanı eninde sonunda ya ölüme, ya da eyleme götürür.


Eğer Tanrı var ise onun, insan özgürlüğüne hizmet etmek için bir tek çaresi vardır: Var olmaktan vazgeçmek.


Dinde ve de politikada insanlar yalnızca sömürücülerin elindeki makinalardır.


Büyük olan, güzel olan, asil olan, adil olan her şey kutsaldır.


"Halkın egemenliğinin sömürülmesi, sahte halk egemenliğinin ve özgürlüğünün hangi siyasal biçimiyle olursa olsun aşağılayıcı bir durumdur..."


Tanrının kölesi olan insan, Kilise ve Devletin de kölesi olmak zorundadır -Yeter ki, Devlet , Kilise tarafından kutsanmış olsun


..gençlere sövme .Eğer onlar gülünçse alay et,eğer kusurlu ise cezalandır ve azarla,fakat onların içten etkinlikleri ve çabaları önünde onların eylemleri ve özverileri önünde saygı dolu olarak eğil..


Bütün dinler zalimdir, hepsi kan üzerine kurulmuştur, çünkü tümünün dayandığı fikir, kurban fikri, kutsalın intikam duygusunu tatmin için insanlığın boğazlanmasıdır. / Mikhail Bakunin


Eğer oy hakkı bir şeyi değiştirebilecek olsaydı, o hak da verilmezdi. / Mikhail Bakunin


Olumlular, olumlu kaldıkları sürece, ben olumsuzum! / Mikhail Bakunin


Eğer, doğruluğu tecrübeyle binlerce kez kanıtlanan inkar edilemez bir gerçek varsa bu; otoritenin, uygulayıcıları üzerinde yozlaştırıcı bir etki yarattığıdır. İktidar sahibi olan bir insanın ahlaklı bir insan olarak kalması kesinlikle imkansızdır. / Mikhail Bakunin


En ateşli devrimciyi alın, ona mutlak iktidar verin, bir yıl içinde Çar'dan daha beter olacaktır. / Mikhail Bakunin


Ekonomik eşitlik olmaksızın verilen politik eşitlik bir teranedir, bir sahtekarlıktır, bir yalandır; ve işçiler yalan istemiyorlar. / Mikhail Bakunin


Cumhuriyet sisteminde hayali bir halk, sözümona devletin temsil ettiği yasal halk, yaşayan gerçek halkı boğazlar. Ancak halk adına boğazına sarılan ellerin kendi elleri olduğunu o halka anlatmak herhalde hayli güç olacaktır. / Mikhail Bakunin


Yaşam mantıksal bir çelişki tarafından felç edilerse meyve vermez.


Ruhbanlar,monarklar,devlet adamları,savaşçılar,özel ve resmi finansörler,her türlü memur,polisler,jandarmalar,gardiyan ve cellatlar,tekelciler ve kapitalistler,vergiciler,girişimciler ve ev sahipleri,avukatlar,ekonomistler,her renkten politikacılar,her türlü satıcı,herkes oy birliğiyle Voltair'in şu sözünüyineliyor:Eğer bir Tanrı olmasaydı,bir tane bulunması gerekirdi.Çünkü anlıyorsunuz ya,halk bir dine gereksiniyor. Bu bir emniyet supabıdır.


Bizzat inanmasa bile en azından inanır gibi görünen bir insan kategorisi vardır. Bunların hepsi insanlığın işkencecileri,despotları ve sömürücüleridir.


Halk günlük çalışma altında ezilmiş bir halde,boş vakti düşünsel etkinliği,okuma zamanı olmadan,kısaca insani düşünceyi gelitiren bütün araç ve itici güçleri gasp edilmiş olarak,cocukluğunun ilk dönemlerinden itibaren bütün yaşam ilişkilerini çevreleyen ve her türlüsünden bir sürü resmi zehirleyici,rahipler ve ruhban olmayanlar tarafından kendisinde yapay olarak yaşatılan dini gelenekleri,hiç eleştirmeden,en bloc kabulleniyor,böylelikle bunlar onda,çoğunlukla kendi doğal,sağlıklı insan zihninden daha güçlü olan bir tür düşünsel ve ahlaki alışkanlık haline dönüşüyorlar.


Bizim ilk atalarımız Adem ve Havva'larımız,goril değilseydiler bile,Goril'in yakın kuzeni omnivoret zeki ve vahşi hayvanlar idiler ki onlar tüm öteki hayvanlara göre sonsuz yüksek kertede iki değerli yeteneğe sahiptiler:Düşünme yeteneği ve isyan gereksinimi yeteneği.


Toplum suçları hazırlıyor,tek tek bireyler onları yalnızca uyguluyorlar!Quelet


Tanrısal moral,zorunlu sonuçları yalnızca toplumsal yerleri dolayısıyla ekonomik ayrıcalık kazanarak çalışmadan yaşayabilenlere haklar tanıyan politikaya yol açar.İnsani ahlak yalnızca çalışarak yaşayanların haklarını tanır,insanın yalnız çalşarak insan olduğunu kabul eder.


İstisnasız tüm insanlar yaşamlarının her anında doğa ve toplum onları nasıl yoğurduysa odurlar.


Yok etme tutkusu aynı zamanda yaratıcı bir tutkudur.


Olumlular, olumlu kaldıkça, ben olumsuzum.


En ateşli devrimciyi alın, ona mutlak iktidar verin, bir yıl içinde çar'dan daha beter olacaktır.


Her emir özgürlüğün suratında patlayan bir tokattır.


Voltaire'in sözünü tersine çevirerek diyorum ki, eğer tanrı gerçekten varsa, onu yok etmek gerekir.


En başta, ilâhiyatın ilâhî zorbalığına, Tanrı’nın hayaline başkaldırmak gerekir. Gökyüzünde bir efendimiz bulunduğu sürece yeryüzünde kölelikten kurtulamayız.


Biz, görevimizin, insanın özgürlüğü, saygınlığı ve refahı adına, yeryüzünden çalınıp cennete götürülmüş her şeyin tekrar yeryüzüne indirilmesi olduğuna inanırız.


Eğitim her basamakta herkes için eşit olmalıdır.


Evet, olgular fikirlerden önce gelir;evet, Proudhon'un dediği gibi, ideal, kökleri varlığın maddi koşullarında olan bir çiçekten başka bir şey değildir.


Fakat bu doğa yasalarını otoriter,keyfi,politik,dini,cezai ve medeni hukuk yasalarından ayırmak gerekir. Bunlar tarihin akışı içinde hep ayrıcalıklı sınıflar uygulamışlardır.hep halk kitlelerinin emeğinin sömürülmesinden yana çalışan,sözde ahlak perdesi altında hep derin bir ahlaksızlık kaynağı olan yasalardır.


Yalnız bir şey istedim;uyuşmadan ve değişmeden kalmak,eğilmeyeyim,alçalmayayım ki,herhangi bir aldatıcı düşte teselli aramayayım.


Dünyayı yaşanmaz kılan tüm saçmalıkların kaynağı olan Tanrıya İnanç, dokunulmamış olarak kaldığı sürece, budanmış gövdeden yeni sürgünler fışkırmaya devam edecektir.


Oysa, şimdi, özgür düşünceli kişilerin cesaret dolu imanları ve bilimsel analizleriyle, cenneti yağmalamanın tam zamanıdır.


Köleler ve kadınlar; yani eski dünyanın en çok baskıya uğrayan, en çok eziyet çeken ve doğal olarak en cahil bırakılmış iki kesimi. Ayrıcalıklı ve eğitimli dünyada çok az sayıda kişiyi kendi dinlerine çekebildilerse, bunu bunu kadınların etkisine borçludur


Olaylar ,düşüncelerden önde giderler.


Köleler ve kadınlar; yani eski dünyanın en çok baskıya uğrayan, en çok eziyet çeken ve doğal olarak en cahil bırakılmış iki kesimi. Ayrıcalıklı ve eğitimli dünyada çok az sayıda kişiyi kendi dinlerine çekebildilerse, bunu bunu kadınların etkisine borçludur


Tanrılarıyla, yan tanrılarıyla, peygamberleriyle, mesihleri ve azizleriyle tüm dinler henüz entelektüel yeteneklerinin tam gelişmesine ve kapasitesine ulaşmamış olan insanların safdil fantezileri tarafından meydana getirilmiştir.


Bu arada, her zaman adil , her zaman iyi olan Tanrı, bizi teselli etmek için, dünya işlerinin yönetimini, Üçüncü Napolyon'larin, Birinci William'larin, Avusturyalı Ferdinand'larin ve Rusya'lı Alexandr'ların hükümetlerine bırakmıştır,


İnsan istediği ve çıkarlarına zıt olmayan şeye hep kolayca inanıyor.


Evet, olgular fikirlerden önce gelir;evet, Proudhon'un dediği gibi, ideal, kökleri varlığın maddi koşullarında olan bir çiçekten başka bir şey değildir.


"Kölelik aldığı biçimi ve adını değiştirebilir ama temelleri aynı kalmaya devam eder. Bu temel sözcüklerle şöyle ifade edilir: köle olmak başkaları için çalışmaya zorlanmaktır. Aynı biçimde efendi olmak başkalarının emeği üzerinden yaşamaktır. Eski zamanlarda, kölelere basitçe köle deniyordu. Orta çağda serf adını aldılar, bugünse "ücretli" deniyor. Ücretlilerin durumu kölelerinkinden daha onurlu ve daha az zordur ama yinede açlığın yanı sıra siyasal ve toplumsal kurumlar tarafından çok ağır çalışma koşullarına itilmekte ve kimileri keyif çatmalarını sürdürebilsinler diye çok daha fazla çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Sonuç olarak onlar köledir."


Dünyayı yaşanmaz kılan tüm saçmalıkların kaynağı olan Tanrıya İnanç, dokunulmamış olarak kaldığı sürece, budanmış gövdeden yeni sürgünler fışkırmaya devam edecektir.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz