Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Dursun Ali Erzincanlı Sözleri

Sayfa İçeriği: Dursun Ali Erzincanlı Sözleri, Dursun Ali Erzincanlı Sözleri Facebook, Dursun Ali Erzincanlı Şiirleri, Anlamlı Dursun Ali Erzincanlı Sözleri, Dursun Ali Erzincanlı Sözleri Kısa, Etkileyici Dursun Ali Erzincanlı Sözleri

Şarkıcı, oyuncu ve şair olan Türkiye'nin önemli isimlerinden olan Dursun Ali Erzicanlı'nın sözlerini bu içeriğimizin altında bir araya getirdik. Twitter, Whatsapp ve diğer sosyal medya hesaplarınızdan Dursun Ali Erzincanlı Şiirlerini sevdiklerinize yollayabilirsiniz.

Dursun Ali Erzincanlı Sözleri

Editör Seçimi: Serçesi ölen 5 yaşındaki çocuğa taziyeye giden bir Peygamber sevilmez mi? 


 Kapatın gözlerinizi. Ve karanlığı seyredin.


Ben, matemle ölen
Sevda türkülerinde kaybolup giderim,
İsimsiz sokakların
Yolsuz bulvarlarıyla...
Ummanında kaybolduğum nursun.


Ya rasulallah… mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında.


Ey Rabbimiz! RasuIünü anışımızdan haberdar et! O’na binIer saIat, binIer seIam! Habibine Makam-ı Mahmut’u ver. O’na vesiIeyi Iutfet. O’nu refik-i ÂIâya yükseIt. Bizi de affet. O’nun hatrına affet,Zatının hatrına Affet.


Affetmek, büyüklüğün şanındandır ve Allah, en büyüktür.


Rahmetini umarak 
Günahkar bir dille;
Allah Azze ve Celle


Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun. O minicik bulut ilişiyor bakışlarına.


SevgiÎi! Ümmü Mektum gibi, Seni görmeden sana sesÎeniyoruz. AÎıp verdiğin nefesi duyar gibi, Sanki açınca gözÎerimizi, Seni görecekmişiz gibi, Sana sesÎeniyoruz.


Efendim! Senin yerine de ɑnne dedik ɑnnemize, Senin yerine de bɑbɑ dedik


Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden, Kalbimizden seyrediyoruz seni.


Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne de evladımız olsaydı diyecekler.


Bunları sana anlatamazdım şehir gülü. Çünkü sen büyük şehrin insanıydın. Büyük sözler duymalıydın.


Ey nefsim!
Dinle beni, sana yan diyorum
Ateşlerin içinde yanan gibi yan.
Ona can diyorum, anla beni
Canımın da içinde cânan gibi can!


Ey Medine minberinde “ ümmetim ümmetim” diye hüznü giyen sevgili! Rabbinden bize ne getirdiysen amenna duyduk itaat ettik.


Dünyâyı ele geçirmek için âhireti vermek ve insanlara yaranmak için allahü teâlâyı bırakmak ahmaklıktır.


Sadakat ispat isterdi. Hudeybiye sadakatin sınandığı yerdi. O gün biat ölüm üzreydi ve ölünseydi değerdi. Bu gün tevbe üzre biatımız ilahi..


Sevgili! ümmü mektum gibi, seni görmeden sana sesleniyoruz. Alıp verdiğin nefesi duyar gibi, sanki açınca gözlerimizi, seni görecekmişiz gibi..


Medine-i Münevvere’den dünyaya yayıIan Ashabın gibi, Eyyüb SuItan gibi, Kab bin MaIik gibi, Bir fecir vaktinde, Henüz yirmisinde yirmi beşinde, Bırakarak yurtIarını ocakIarını, HedefIerine iIahi rızayı koyan, ArkaIarına bakmayı ar sayan, YiğitIer görecektin.


HeIe bir enesin vardı senin. Enes bin maIik…Uhut’ta öIdüğünü duyunca arkadaşIarına, -Niye burada oturuyorsunuz? diye sormuştu. OnIar da : -AIIah’ın RasuIü öIdürüImüş deyince Enes kükremiş: -Peki o öIdükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız? KaIkın ve  O’nun gibi öIün! Demişti… 


Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!


Sen yoktun. Hz Âdem’deydi nurun Önce cenneti, Sonra yeryüzünü şereflendirdin.


İçimden bir his şöyle diyor: Ayrıl arkadaşlarından istasyonda. Sabahleyin git kente. İliklenmiş ceketinle.


Sevgili! 
Ümmü Mektum gibi
Seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
Sanki açınca gözlerimizi
Seni görecekmişiz gibi


Ben, böyle olmamalıydım
İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.
İçime bir ateş düşmeliydi
Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
Kendimden geçmeliydim sonra...
Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda


Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun. Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun. ‘Seni bizim elimizden kim kurtaracak’ diyorlardı.


Diğerinden ebu talip Seni büyütmek Fatıma’ya nasipmiş Şefkat kanatlarını yerlere serip saçlarını toplamak Bir anne gibi saçlarını taramak ona nasipmiş, Adın geçer Hatice’nin kalbinde en sevgili yar.


Kaç gecedir dağları görüyorum rüyamda. Kaç gecedir babamı görüyorum.


HeÎe bir enesin vardı senin. Enes bin maÎik…Uhut’ta öÎdüğünü duyunca arkadaşÎarına, -Niye burada oturuyorsunuz? diye sormuştu. OnÎar da : -AÎÎah’ın RasuÎü öÎdürüÎmüş deyince Enes kükremiş: -Peki o öÎdükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız? KaÎkın ve  O’nun gibi öÎün! Demişti…


Ben sana dağlarımın kokusuyla gelmiştim. Ben seni dağlarımın kokusuyla sevmiştim. Bırakıp gitmemeyi, terketmemeyi, beklemeyi. Öğrendiğim dağlarımın kokusuyla.


Nazarınla büyür yesribin çocukları Nazarınla taşları elmasa çevirirsin Gökyüzünden ayet yağar cibril yağmurlarıyla kalbine inenleri İnsanlığa veririsin Ve sonkez Açılır semanın kapıları Sonkez vahyi getirir cibrili emin.


Doya doya bakıyor hazreti Amine Her asra uzanacak ellerinden
öpüyor
Arşa reyhan kokusu salan o minik nefesini kokluyor
Cennet kokuları sarıyor gökleri ve yeri
Nurdan ayaklarını okşuyor annesinin eli
Ve eğiliyor kulağına ismini fısıldıyor


Gelseydin, dolaşsaydın sofralarımızı, bir tabak fazla görecektin, Bir bardak, bir kaşık fazla. Ve sofrada bir yer boş, başköşe!


Diğerinden ebu talip Seni büyütmek Fatıma’ya nasipmiş Şefkat kanatlarını yerlere serip saçlarını toplamak Bir anne gibi saçlarını taramak ona nasipmiş, Adın geçer Hatice’nin kalbinde en sevgili yar.


Günlerden cuma... 
Uhut'a gelenler var.
Medine yolu toz duman...
Uhut'a gelenler var.
Bir dağılsa da şu hava,
Görsek Medine-i Münevvere'den Uhut'a gelenleri.


Sözün acıydı, yolun dolambaçlı...
Yedi uzun yıl geçerek
Yedi yıl dolaştın durdun...


Kimseye imzanı ya da resmini vermemişsen. Kimsenin yanında bullunmamış ve kimseyle konuşmamışsan.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz