Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Descartes Sözleri

Sayfa İçeriği: Descartes Sözleri, Rene Descartes Sözleri, Descartes Sözleri 2019, Descartes Sözleri Kısa, Özlü Descartes Sözleri, Descartes Sözleri Kısa, Anlamlı Descartes Sözleri, Güzel Descartes Sözleri

1600'lü yıllarda yaşayan Fransız asıllı olan en ünlü filozoflardan biri olan Rene Descartes Sözlerini derledik. Beğendiğiniz Descartes Sözlerini Twitter, Facebook gibi hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.

Descartes Sözleri

Editörün Seçimi: Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et. (Rene Descartes)


 Aklın öğütlediği her şeyi tutkuya kapılmaksızın yerine getirmek için sağlam bir kararlılık gerekir. Bence erdem, bu karar sağlamlığıdır.


Anlayış , iyi olan her şeyi bilmedir .


“Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.” Descartes


Altın ve elmas diye aldığım belki de yalnızca biraz bakır ve camdır. Bizi ilgilendiren şeylerde yanılmaya ne kadar yatkın olduğumuzu ve dostlarımızın yargıları bizden yana olduğunda da bu yargıların ne kadar kuşku götürür olması gerektiğini biliyorum.


Akıllı olmak bir şey değil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır. / Rene Descartes


Tanrının varlığı, bir hakikatı ifade eden geometrik teorilerden daha hakikidir. 


... Tanrı'yı tanımadan önce başka hiçbir şey hakkında kusursuz bir bilgi edinememiştim.


Eğer gerçek bir hakikat arayıcısı olacaksanız, hayatınızda bir kez olsun, mümkün olan her şeyden şüphe etmeniz gerekir.


Düşünüyorum, o halde varım.


Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.


İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.


Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.


Benim bilgime güvenin bu bilgiler gerçekliği kanıttır kanıtlamak düşünmeyi gerektirir.


İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.


Bizim çıkış noktamız bireyin subjektivitesidir... Çıkış noktamızdan bakıldığında ‘düşünüyorum öyleyse varım’ gerçeğinden başka bir gerçek olamaz. Herhangi bir gerçekten önce, bir mutlak gerçek olmalıdır. Bu gerçeği kavramak basittir, zira bireyin varlığında mevcuttur.


Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. Onu çekilmez yapan tek şey ise yenilmişlik duygusudur. Hiç kimseye yararlı olmamak, tam anlamıyla değersiz olmak demektir. Şüpheyi, asla işlerimizi sevk ve idarede kullanmamalıyız. Benim bilgime güvenin bu bilgiler gerçekliği kanıttır kanıtlamak düşünmeyi gerektirir. Hürriyete ve insanın kendi üzerinde kurduğu kesin egemenliğe bayılıyorum.


Hakikatte ancak ve yalnız Tanrı'dır ki tam olarak bilgedir, yani her şeyin hakikati hakkında tam bilgisi vardır; fakat denilebilir ki insanlar daha önemli hakikatler hakkında az ya da çok bilgi sahibi oldukları ölçüde, az ya da çok bilgelik sahibidirler. Bu noktada bütün bilginlerin hemfikir olamayacağı hiçbir şey bulunmadığını sanıyorum.


...akıllı olmak için iyi bir beyne sahip olmak yetmez, önemli olan onu iyi kullanmaktır. En büyük ruhlar en büyük erdemlere olduğu kadar en büyük kötülüklere de yatkındırlar; ancak çok yavaş yürüyenler her zaman doğru yolu izliyorlarsa koşanlardan ve doğru yoldan uzaklaşanlardan daha çok ilerleyebilirler.


“Aldatabilmek becerisi insanlar arasında bir zeka inceliği ve belirtisi olsa da, aldatmak istemek, her zaman bir kötülük, düzen, korku ya da düşkünlükten doğar..”


Doğrunun bilgisine ulaşmamızı engelleyen tüm güçlüklerin ve yanlışların üstesinden gelmeye çalışmak gerçekten savaş vermektir, biraz genel ve önemli bir konuyla ilgili bazı yanlış görüşler edinmek bir savaş kaybetmektir.


Güzel kitapları okumanın geçmiş yüzyıllardaki erdemli insanlarla sohbet etmek gibi olduğunu biliyordum.


../sağlam zihne sahip olmak yeterli değildir; asıl olan onu iyi kullanmaktır..


“İnsanların temel düşüncesi, ruhun gerçek besini olan bilgeliği aramak olmalıdır.” René Descartes


“Başkalarının doğrusuna sorgusuz inanmaktansa, kendi denediğim yanlışımla baş başa kalırım.” René Descartes


“Plansız çalışan kimse, ülke ülke dolaşıp hazine arayan bir insana benzer.” Descartes


Bugüne kadar öğrendiğim çok az şey, bilmediğim, öğrenmekten de umudumu yitirmediğim şeylerle karşılaştırıldığında, hemen hiçbir şeydir; çünkü bilimlerde doğruyu yavaş yavaş bulanların durumu, yoksul olduklarında çok emekle az kazanırken zengin olmaya başlayınca daha az emekle daha çok kazanç sağlayanların durumuyla hemen hemen aynıdır.


Sonsuz üzerine tartışmalarla kendimizi mahcup duruma düşürmemeliyiz, çünkü bizim gibi sonlu varlıklar için sonsuzu anlamaya çalışmak tuhaftır.


Hiç kimseye faydalı olmamak, tam manasıyla kıymetsiz olmak demektir.


Dün dalmış olduğum düşünceler zihnimi öyle kuşkulara saldı ki, artık onları bir daha unutmam mümkün değil. Ne şekilde çözülebileceklerini de bilmiyorum, sanki aniden derin bir girdaba dalmış gibi öyle altüst oldum ki, ne ayağımı dibe basabiliyorum ne de yüzüp üste çıkabiliyorum. Ama durmak yok, dün girdiğim yolu tekrar yürümeye başlayacağım ve bu kez en ufak kuşku her şeyi baştan sona yanlış biliyormuşçasına eleye eleye yol alacağım, ta ki kesin bir şey bulana kadar ya da hiç böyle bir şey yoksa, en azından hiçbir şeyin kesin olamadığının kesin olduğunu öğrenene kadar.


Her çözdüğüm -matematik- problem daha sonra başka bir problemi çözmeye yardım edecek bir kural oldu.


Okumanın sonu, düşünceyi, karşısına çıkan bütün şeyler üzerine, sağlam ve doğru hükümler verecek şekilde idare etmek olmalıdır. / Rene Descartes


Bildiklerim az, bilmediklerim sınırsızdır. / Rene Descartes


Felsefesiz yaşamak, sahip olunan bir çift kapalı gözü açmaya hiç tenezzül etmemektir. / Rene Descartes


Unutma, sana ışık tutanlara sırtını dönersen; göreceğin tek şey kendi karanlığındır. / Rene Descartes


Felsefe sözünden 'bilgeliği inceleme' anlaşılır. Bilgelikten de yalnız işlerimizde ölçülülük değil, aynı zamanda hayatımızı sürdürebilme, sağlığımızı koruma ve bütün zanaatların icadı için de insanın bilebildiği bütün şeylerin tam bir bilgisi anlaşılır. Bu bilginin böyle olması için de onun ilk nedenlerden çıkarılmış olması gereklidir. Böylece bu bilgiyi edinme yolunu öğrenmek için (ki asıl felsefe budur) bu ilk nedenleri, yani ilk ilkeleri aramakla işe başlamak gerekir. Bu ilkelerde de iki koşul bulunmaktadır. Birincisi; bu ilkeler o kadar açık ve apaçık olmalıdır ki insan aklı onları dikkatle incelemeye koyulduğunda doğruluklarından şüphe etmesin. İkincisi; geriye kalan başka bütün nesneler var olmadığı hâlde dahi ilkeler bilinebilmeli, fakat buna karşılık, ilkeler var olmayınca başka şeyler bilinmemelidir. Bundan sonra da ilkelere bağlı olan şeylerin bilgisini öyle ilkelerden çıkarmalıdır ki yapılan dedüksiyonların bütün devamınca apaçık olmayan hiçbir şeye rast gelinmesin. / Rene Descartes


Aklın öğütlediği her şeyi tutkuya kapılmaksızın yerine getirmek için sağlam bir kararlılık gerekir. Bence erdem, bu karar sağlamlığıdır.


Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.


İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.


Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım.


Ve nihayet, kötü öğretilere gelince, ne bir simyacının vaatleriyle, ne bir astroloğun kehanetleriyle, ne bir büyücünün göz boyamalarıyla, ne de bildiklerinden fazlasını bilir görünmeyi meslek edinenlerden birinin kurgularıyla ya da böbürlenmeleriyle kandırılacak kadar, o öğretilerin layık olduğu değeri bildiğime kaniydim.


Bizi ikna eden şey, kesin bilgilerden ziyade adetler ve örneklerdir ve bununla birlikte oy çokluğu, keşfedilmesi biraz zor hakikatler için kıymeti bulunan bir kanıt değildir, çünkü, tek bir kişinin o hakikatleri ortaya çıkarması, bütün bir halkın bunu başarmasından çok daha muhtemeldir; böylece bana, kanaatlerini başkalarınınkine tercih etmek gerekir gibi gelen herhangi bir kimse göremiyordum ve bu durumda kendi yolumu kendim bulmaya teşebbüs etmek zorunda kaldım.


ÖnemIi oIan akıIIı oImak değiI, akIı yerinde ve zamanında kuIIanmaktır.


Hiç kimseye yararlı olmamak, tam anlamıyla değersiz olmak demektir.


Aldatmaz olduğu için de tanrı’nın bildirdiği doğrudur.


Unutma, Sana Işık tutanlara sırtını dönersen, göreceğin tek sey kendi karanlığındır


Hakikatte ancak ve yalnız tanrı'dır ki tam olarak bilgedir, yani her şeyin hakikati hakkında tam bilgisi vardır; fakat denilebilir ki insanlar daha önemli hakikatler hakkında az ya da çok bilgi sahibi oldukları ölçüde, az ya da çok bilgelik sahibidirler.


Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım. İlk bilgim bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabiliri.


Şüpheyi, asla işlerimizi sevk ve idarede kullanmamalıyız.


Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım.


Düşüncelerimizin haricinde, hiçbir şey tamamıyla bizim elimizde değildir. Her çözdüğüm matematik- problem daha sonra başka bir problemi çözmeye yardım edecek bir kural oldu.


Öğütler vermeye kalkışanlar öğüt vermeye kalktıkları kişilerden daha usta olduklarını sanıyor olmalılar; en küçük başarısızlıklarında eleştirilesi olan onlardır.


Okullarda uygulanan tartışmalarla önceden bilinen herhangi bir doğrunun ortaya çıkarıldığını hiçbir zaman görmedim, çünkü her biri kazanmaya çalışırken nedenleri olumlu ve olumsuz yönde tartmaktan çok gerçek gibi görüneni değerlendirmeye çalışır; uzun süre iyi avukat olmuş olan kişiler bu yüzden daha sonra iyi yargıç olamazlar.


Ruhun tutkularını tanımak için, onun işlevlerinin bedeninkilerden ayırt edilmesi gerekir..


Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. Onu çekilmez yapan tek şey ise yenilmişlik duygusudur.


"Zor şeylerin daha güzel olduğuna inanmak ölümlülerin ortak yanlışıdır."


Bizde ancak iki tür düşünce vardır: Anlayışın algısı (idrak), istencin edimi (irade).


Büyük adam olmadan önceki çocukluk dönemimizde uzun süre genellikle birbirine karşıt olan ve belki de ne biri ne öbürü bize her zaman en iyiyi gösterebilen isteklerce ve eğitmenlerce yönetildik, bu yüzden yargılarımızın doğumumuzdan bu yana tüm usumuzu kullanmak ve ancak onunla yönetilmiş olmak durumunda vereceğimiz yargılar kadar arı ve sağlam olması hemen hemen olanaksızdı.


“Kafanızın içini boşaltın, tıpkı bir masanın üstünü boşaltır gibi… Sonra her şeyi yeniden yerleştirin.” René Descartes


Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan, yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.


İyi kitaplar okumak,
geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.


Bir çiçeğin güzelliği bile bizde ona bakma isteği uyandırır, bir meyveninki ise yeme isteği. Ama en kuvvetlisi, insanın öteki yarısı olduğuna inandığı bir insana ait gördüğü meziyetlerdir.


Düşünmekse var olmaktır.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz