Sayfa İçeriği: Atatürk Sözleri, Atatürk ile ilgili Sözler, En Harika Atatürk Sözleri, Atatürk Özlem Sözleri, MKA Sözleri, En Anlamlı Atatürk Sözleri, Mustafa Kemal Atatürk Sözleri
Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü özlem ve sevgi ile anıyoruz. Bu yazımızda Atatürk'ün söylemiş olduğu ve Atatürk için söylenmiş olan sözleri derledik. Siz de bu sözleri sosyal medya aracılığı ile paylaşabilirsiniz.
Editör Seçimi: Egemenlik hiç bir mâna hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez. (1922)
Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.
Birgün ulusu, sizin gibi beni anlamış gençliğe bırakacağımdan, çok memnun ve mesudum.
Bazı borçlar vardır, ödeyemezsin.
Mustafa Kemaller ölmez, rahat uyu paşam.
Dön gel biraz da cennet özlesin seni.
Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.
Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.
Türk kadını dünyanın en aydın, en erdemli, en ağır kadını olmalıdır. Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı
Türk çocuğu, ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Biz, her şeyi gençliğe bırakacağız. Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.
İlk ve usta öğretim mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilimi ve tekniği verir, fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmaya mahkum olmadığına emin olsun.
Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.
Ulusun kaynağı toplumsal yaşamın temeli olan kadın; ancak erdemli olursa görevini yerine getirebilir. Kuşkusuz kadın, çok erdemli, çok yüce olmalıdır.
1881 den sonsuzluğa uzanan Bir Sevdadır adın. MUSTAFA KEMAL
Seni her zamankinden daha çok özlüyor ve daha iyi anlıyoruz. Ruhun şad olsun.
Atatürk, Türk Milleti’nin ruhunda Türk bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.
Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.
Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
Yeni nesil en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.
Çocuklar, geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek, hepimizin insanlık görevidir.
Çocuk sevgisi, insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.
Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir.
“Bu inkılâp milletin selâmeti namına, hak namına yapıldı. Milletimiz demokratik bir hükûmet tesis etmek sayesinde düşman ordularını imha etti. Vatanı istilâdan kurtardı.”
Bu vatan senin gibi bir kahramanı ebediyen bir daha görmeyecek yerinde rahat uyu.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, her zaman yüreğimiz de yaşayacaksın.
Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.
Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.
Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri, onlara bırakacağım ve gözüm arkada olmayacak.
Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız, beni seviyorsanız, bu yeterlidir.
Dünya’da her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır.
Prensip olarak devlet, ferdin yerine kaim olmamalıdır. Fakat ferdin inkişafı için umumi şartları göre önünde bulundurmalıdır. Bir de, ferdin şahsi faaliyeti, iktisadi terakkinin esas menbaı olarak kalmalıdır. Fertlerin inkişafına mani olmamak, onların her noktai nazardan olduğu gibi bilhassa iktisadi sahadaki hürriyet ve teşebbüsleri önünde devlet kendi faaliyeti ile bir mani vücuda getirmemek, demokrasi prensibinin en mühim esasıdır. O halde diyebiliriz ki, ferdiyet inkişafının mani karşısında kalmaya başladığı nokta, devlet faaliyetinin hududunu teşkil eder.
Avrupa, savaştan sonra belirmiş az sayıdaki yapıcı devlet adamlarından birini kaybetti.
Büyük Atatürk! Seni seven ve anlayan bir gençlik her zaman var olacaktır.
Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir.
Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir.
Birtakım kuş beyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.
Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar. Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.
Bugüne kadar elde ettiğimiz başarılar, bize ancak ilerlemeye ve uygarlaşmaya doğru bir yol açmıştır. Bize ve torunlarımıza düşen ödev, bu yol üzerinde bocalamadan ilerlemektir.
Mektep, genç kafalara insanlığı, hürmeti, millet ve memleket sevgisini, istiklal şerefini öğretir.
Türk çocuklarından beklediğimiz; sağlam vücut, işlek zeka ve temiz yürektir.
Siyasi kuvvetin meşru olabilmesi için devletin soyut egemenliği fiilen kime verilmelidir? İşte bu sorulara cevap veren demokrasi yönetimidir. (1929)
“Türkler demokrat, hür ve sorumluluk sahibi vatandaşlardır.”
Yüzyılımızda, “olmayacak hiçbir şey yoktur” şeklindeki tarihi gerçeği ispatlayan ilk adam olmuştur.
Bu Türk milleti yastadır. Çünkü yeni Türkiye’nin yaratıcısı olan eşsiz şefini kaybetmiştir.
Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur. Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır. Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur.
Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.
Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.
Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunu düşünerek, ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.
Gelecek için hazırlanan vatan evlâtlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.
“Demokrasi esasen ferdidir, bu vasıf vatandaşın hakimiyete, insan sıfatıyla iştirak etmesidir.”
Demokrasi esasına müstenit hükümetlerde, hakimiyet, halka, halkın ekseriyetine aittir. Demokrasi prensibi, hakimiyetin millete ait olduğunu, başka yerde olmayacağını iltizam eder. Bu suretle, demokrasi prensibi, siyasi kuvvetin, hakimiyetin menşeine ve meşruiyyetine temas etmektedir.
Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Atatürk öyle bir insandır ki, hayali değildir. İstediğini bilir, bildiğini yapar, yapamayacağı bir şeyi de istemez.
Atatürk’ü öğrenerek büyümüş bir çocuksanız, masal kahramanlarına ihtiyaç duymazsınız.
Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz.
Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze, durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
Bir milletin kültür düzeyi üç safhada; devlet, düşünce ve ekonomideki çalışma ve başarılarının özüyle ölçülür.
Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyet’in gelecek evlâtları bizden daha çok rahata kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır.
Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğretimin sınırları ne olursa olsun, en evvel ve en esaslı olarak Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.
Vatandaşlar! Vatanınızda herhangi bir kişiyi, istediğinizi sevebilirsiniz; kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi, babanız gibi, evlâdınız gibi, sevgiliniz gibi sevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi, millî varlığınızı bütün sevgilerinize rağmen herhangi bir kişiye, herhangi bir sevdiğinize vermeye sebep olmamalıdır. Bunun tersine hareket kadar büyük hata olamaz.(1925)
“Yöneticiler, iktidara saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Ulusa karşı olan görevlerini kötüye kullandıkları takdirde, şu ya da bu biçimde ulusal iradenin kendi haklarında vereceği kararla karşılaşırlar. Ulus tarafından, ulus adına devleti yönetmeye yetkili kılınanlar, gerektiğinde ulusa hesap vermek zorunda olduklarını bilmelidirler.”
Atam sen rahat uyu yolcusuyuz biz hürriyetin, Atam sen rahat uyu bekçisiyiz cumhuriyetin.
Seni anlıyoruz büyük Atatürk, seni seviyoruz tüm kalbimizle, seni özlüyoruz büyük Atatürk, seni anıyoruz 10 Kasım gelince.
Bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse etsin-, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi ancak kültür ordusu ile mümkündür.
Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.
Atatürk yalnız kahraman milletinin büyük bir şefi olmakla kalmamıştır. O, aynı zamanda insanlığın da en büyük evladı olmuştur.
Atatürk, tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin harikalar yaratan yöneticisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.
Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir.
Biz TürkIer, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istikIaIe timsaI oImuş bir miIIetiz.
Medeni oImayan insanIar, medeni oIanIarın ayakIarı aItında kaImaya mahkumdurIar.
Ulusumuzun güvenine layık olacak bir şekilde millet adına çalışmalarımıza bütün gücümüzle devam edeceğimize manevi huzurunda söz veriyoruz.
Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem oImak üzere, Türk MiIIetine canımı vereceğim.
10 Kasım 1938 yılının üzerinden 80 yıl geçti. Yıl 2018 aradan geçen bunca zaman sadece özlemimizi biraz daha arttırdı. Çok özledik Atatürk’ü.
MiIIetimiz her güçIük ve zorIuk karşısında, durmadan iIerIemekte ve yükseImektedir. Büyük Türk MiIIetinin bu yoIdaki hızını, her vasıtayIa arttırmaya çaIışmak, bizim hepimizin en kutIu vazifemizdir.
Bize emanet ettiğin bu vatan ebediyen var olacaktır. Vatana ihanet etmek isteyenlerin yanına hiçbir şey kar kalmayacaktır. Sen Rahat uyu paşam.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye haIkına Türk miIIeti denir.
Unutturamaz seni hiç kimse unutulsak da biz. Her yerde sen her şeyde sen bilmem ki nasıl söylesem. Atam rahat uyu. Emanetini çiğnetmeyiz. Her birimiz Mustafa Kemal’in askerleriyiz.
Herkes uIusaI görevini ve sorumIuIuğunu biImeIi, memIeket meseIeIeri üzerinde o düşünceyIe, düşünüp çaIışmayı görev edinmeIidir.
Boğazımızda kocaman bir düğüm olur her On Kasım’da. Geçen her yıl seni daha da çok aratır oldu. Sen bize bu cennet vatanı bıraktın Allah da seni cennet yurtlarında barındırsın.
Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.